İzmir Eko-Okullar 17/18 Album

Page 1



ÖZGÜRLÜĞÜMÜZSÜN! HOYA NİSAN TUĞRUL

Bir kuş öttü, Karanlık örterken, ormanı Güçlükle görülen yuvada. Bir kuş öttü, alacakaranlıkta. Uyandı kuş ve öttü Yemyeşil yapraklarla bezenmiş yuvasında, Güneşi selamlarcasına. Açtı kanatlarını kuş, Heyecanla uçtu maviye doğru, Özgür bulutlar arasında. Maviyi seyreden bir tekne, Arkadaş oldu kuşla. Umutlarını anlattı tekne, kuşa. Uçmanın tadını tarif etti kuş da. Ülkemin çocukları kuş misali, Özgür, coşkulu, şanslı… Umutlu, yüzleri tebessüm dolu. Atatürk’sün, özgürlüğümüzsün.

ÖZEL BİLİM İLKOKULU


DOĞA MEHMET EFE ONAT

ÖZEL BİLİM İLKOKULU

Doğa, bir vazgeçilmezdir insan hayatında. İnsanla su; kahve ile lokum gibidir. Biri olmazsa diğerinin tadı eksilir. Doğaya sahip çıkmamız gerekmektedir. Günümüzde insanlar doğayı mahvediyor. Hangisinden bahsedelim; sigara izmaritini yere atanlardan mı, pet su şişelerini yola veya denize fırlatıp atanlardan mı? Doğa kirleniyor ve yaşanmaz bir hal alıyor gitgide. Peki niye? Doğayı temiz tutalım. Çevremizi kirletmeyelim. Denizlerimize çöp atmayalım. Yaşam alanımızı daha fazla kısıtlamayalım. Çiçekler açsın, güneşle birlikte deniz temiz temiz parıldasın. Kuşlar eşlik etsin sesleriyle, hayallerimize.


İZMİR’İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAR CEMRE ÖZTÜRK

ÖZEL BİLİM İLKOKULU

Türkiye’deki büyük şehirlerin arasında doğayla iç içe kalabilmiş, doğanın olumlu etkilerini insanların üzerinde de görebildiğimiz nadir hatta belki tek şehir İzmir… Sarı saçlı mavi gözlü Mustafa Kemal gibidir, İzmir; güneşi ve denizi ile… Yeşili ise tonlarıyla dans eder, çiçekler eşliğinde. Ve çocuklar çiçek misali ümidimizgeleceğimiz… Çocuk yüzünde bir gülümsemedir, İzmir! İzmir… Zeytin ağacına kurulan bir salıncak… Kalbi yumuşatan bir ezgi… Neşe veren bir oyuncak… Mutluluk gözyaşı… Ferahlatan bir rüzgar …


(BARDAĞIN DOLU TARAFINI GÖRMEK) Canım Arkadaşım Yol Arkadaşım

AYBERK AYGÜN

Yoldan giderken birden biri geldi Bir kedi gelmişti tatlı bir kedi Sağa çektik ve ağaçlara gittik Bahar havası vardı buralarda Kedi benim yol arkadaşım olmuştu Onunla güzel anılar geçirdik Birden durdu ve güzel bir poz verdi Ben de hatıra olsun diye çektim Bir sürü güzel anılar yaşadık Ayrılma vakti geldi Yol arkadaşımdan ayrıldım Son sözüm seni seviyorum kendine iyi baktı Arkamızdan koştu sonra yine durdu Güzel bir yol arkadaşıydı Yardımların için teşekkürler Bir kedi bin mutluluk demekti Eve gittim ve fotoğraflara baktım Fotoğraflarda anılar besleniyordu Hayvanlara kötü gözle bakmamalıyız Onlara dost gözle bakmalıyız

BORNOVA BAHÇEŞEHİR KOLEJİ


UÇ UÇ UĞUR BÖCEĞİM (BARDAĞIN DOLU TARAFINIGÖRMEK) EDA DEMİRCİ

BORNOVA BAHÇEŞEHİR ORTAOKULU

Güzel bir Pazar günüydü. Bahar tüm güzelliğiyle gelmişti. Hey yerde ağaçlar çiçek açmış, kuşlar cıvıldıyordu. Doğa kış uykusundan uyanıyordu. Bu güzel havalarda yürüyüş yapmak gibisi yoktur. Ben de arkadaşlarımla buluşup gezmeye başlamıştım. Aaaa o da ne? Arkadaşımın eline bir uğur böceği kondu. Nasıl da minik nasıl da güzeldi. Kırmızının üstüne siyah puantiyeli bir elbise giymiş gibiydi. Parmağın ucunda nasıl da ürkek duruyordu. Şans ve mutluluk getirdiği söylenen bu minik böceğin hemen fotoğrafını çektim. Bu güzel hayvan için yazılmış tekerlemeyi söylerken uğur böceği parmaklarımızın ucundan uçtu gitti... Uç uç böceğim. Yarın düğün olacak. Annem sana terlik, pabuç alacak alacak.


ANNEM VE BEN (BARDAĞIN DOLU TARAFINI GÖRMEK) ELİF ÇAKICI

BORNOVA BAHÇEŞEHİR KOLEJİ

“Anneciğim ben geldim.” diye bağırarak girdim evime. Annem çok mutlu olmuştu, resmen sevinçten havalara uçmuştu… Hemen “Canım kızım” diye bana sarılmıştı. “Kızım iyi ki erken geldin. En çok birine ihtiyacım olduğu zaman geldin. Anneme neden böyle söylediğini sordum. Çünkü annem akşam çok mutluydu. Kardeşim dün akşam ilk dişini çıkarmıştı. Bugün ne olmuş olabilirdi ki? Sırtımda bir yumuşaklık hissettim ve arkamı döndüm. Arkamda Diego kulaklarını sarkıtmış bir şekilde bana üzgün üzgün bakıyordu. Annemin üzüntüsünü hissetmiş olmalıydı. Yanıma geldi ve kolumun altına sessizce yattı. Anneme tekrardan ne olduğunu sorsam da cevap vermedi. Gözünden bir damla yaş süzüldü, yüzünde hafif bir tebessümle yanağıma yaklaşıp beni öptü ve sımsıkı sarıldı. Ne olduğunu hala anlayamamıştım ama ben de ona sarıldım. Sarılmayı bırakıp ayağa kalktığında yüzüne az da olsa renk gelmişti. Ödevlerimi yaptıktan sonra annemi gizlice izlemeye başladım. Tahmin ettiğim gibi annem uzaklara dalıp dalıp gidiyordu. Kısacası çok dalgındı. Mutfağa su içmek için gittiğimde yemeğin hazır olduğunu, oturtabileceğim söyledi. Oturdum ve annemi beklemeye başladım ama oturmadı onun yerine bana dönüp: -Ben bugün biraz yorgunum. İçeri gidip biraz uyuyacağım. Yemeğini bensiz yesen olur mu? Sadece bugünlük. Evet diyerek geçiştirdim. Beni tekrar öpüp içeri gitti. Yemek yemek gelmiyordu içimden. Oysa okuldan geldiğimde ne kadar da aç hissediyordum. İştahım kaçmıştı. Sırf annemi az da olsa mutlu etmek için yemeğimi yedim. Yemeğimi bitirince odama gittim ve oyun oynadım. Yaklaşık bir saat sonra annem odama geldi ve yanıma oturdu. Bir süre sonra konuşmaya başladı: -Seni üzdüysem özür dilerim. Bugün biraz mutsuzum. Çünkü bugün anneannen melek olmuştu tam bir yıl önce. Onu hatırlıyorum. Az önce uyurken onu rüyamda gördüm. Bembeyaz bir elbise giymiş,


saçlarını basitçe bir topuz yapmıştı. Benimle konuştu. Bana artık üzülmemem gerektiğini hepimizin eninde sonunda onun yanına geleceğimizi ve onunla tekrar birlikte olacağımızı, bir daha üzüldüğümü ve seni üzdüğümü görmek istemediğini, bardağın boş tarafına bakmamam gerektiğini boş kısımda hiçbir şey olmadığını, önemli olanın dolu kısım olduğunu söyledi. Asla geçmişe bakıp üzülmemem konusunda beni tembihledi. Senin de anneannenin tavsiyelerini duymanı istedim. O yüzden sana bunları anlatıyorum, canım kızım... Annemin yüzüne tekrar baktım. Yüzü aydınlanmış ve parlamıştı. Artık bardağın dolu kısmı yarısı değil, tamamıydı...


(BARDAĞIN DOLU TARAFINI GÖRMEK) HAYALLERİME DOĞRU GİDERKEN İNCİ BERİL ALKIŞ

BORNOVA BAHÇEŞEHİR KOLEJİ

“Anneciğim ben geldim” diye bağırarak girdim evime. Annem çok mutlu olmuştu, resmen sevinçten havalara uçmuştu… Hemen “Canım kızım” diye bana sarılmıştı. “Kızım iyi ki geldin en çok beğenilen hayvan fotoğrafı seninki olmuş.” -Anne gerçekten benim fotoğrafım mı seçilmiş? İnanamıyorum! —Evet kızım senin fotoğrafın seçilmiş. -Yaşasın, çok mutluyum. Peki hangi fotoğrafım seçilmiş? -Hani kedimizi en sevdiği oyuncağı ile oynatırken gözleri fal taşı gibi açıldığında fotoğrafını çekmiştik ya; işte o fotoğraf. -Tahmin etmiştim zaten, o fotoğraftan çok ümitliydim. -Kızım bu arada yarışmayı kazanan beş kişi Eko-okul sergisine gidecekmiş. -Aaa ne güzel..Bu arada hangi gün olacak? -Pazartesi günü 2-3-4 ve 5.dersin yarısında gidilecekmiş. -Ama anne Pazartesi günü 2.ders “FSİ” adında önemli bir sınav var. -Evet kızım, o yüzden siz sınavı 1.derste olacaksınız. -Tamam annecim. -Kızım bu yarışmayı kendi fikrin ve yeteneğinle kazandığın için seninle gurur duyuyorum. -Teşekkürler annecim, bende kendimle gurur duyuyorum. Ama anne bunun bir kötü yanı var. -Neymiş o merak ettim. -Anne benim arkadaşım da bu fotoğraf yarışmasına katılmıştı ve kendine çok güveniyordu. -Aaa üzülecek çocukcağız. -Evet, bir de o duygusal bir kız. -Neyse yapacağımız bir şey yok ama her yarışmayı kazanacağız diye bir şey yok. Bu yarışmayı sen kazandın, başka bir yarışmayı o kazanır. Buna üzülmemeliyiz.



(BARDAĞIN DOLU TARAFINI GÖRMEK) AİLEMİZİN BİR ÜYESİ

SELEN ŞAHİN

BORNOVA BAHÇEŞEHİR KOLEJİ

“Anneciğim ben geldim” diye bağırarak girdim evime. Annem çok mutlu olmuştu, resmen sevinçten havalara uçmuştu. Hemen “Canım kızım.” diye bana sarılmıştı. “Kızım iyi ki erken geldin sana göstermem gereken bir şey var.” diyerek beni bahçeye götürdü. Bir de gördüm ki orada beyaz, küçücük bir köpek var. Aslında büyük bir köpek bekliyordum ama olsun, bardağın dolu tarafından bakmak gerek. Biz onu çok seviyoruz. Bu tatlı köpeğin adı Ponçik. 16 Eylül 2016 doğumlu ve 29 Ekim 2016’da tam da Cumhuriyet’in 93. yıl dönümünde ailemize katıldı. Fotoğrafta 6 aylıkken Ponçik’in ilk kez denizle tanışması görülüyor. Hatta taşların üzerindeki tuzları yalamayı çok sevdiği söylenebilir. Ailemizin bir üyesi olduğun için mutluyuz, iyi ki varsın Ponçik!


DAHA İYİ BİR YOL

Arhan SUSAM İZMİR FEN BİLİMLERİ BORNOVA ORTAOKULU

Pili atarken düşünmüyor musun sen de? Bunu çöpe atmaya değer mi diye Pil çöpe mi ait sence? Daha iyi bir yol varken hem de Hele pet şişesine ne demeli Çözülmesi için bin yıl beklemeli Asla doğada bekletmemeli Daha iyi bir yol varken hem de Çöpe atıyorsunuz bunları da Geri dönüşü olmaz bir daha Geri dönüşüme atmak son dönüş Başka dönüş yok bir daha


OKUL GEZİSİ Mustafa Melih KIRLI İZMİR FEN BİLİMLERİ BORNOVA

Bir gün bir öğretmen derste geri dönüşüm ile ilgili bir konuyu anlatıyormuş. Bir çocuk sıra altından çıkardığı bir yığın kağıdı geri dönüşüme atmak yerine çöpe atmış. Bazı öğrenciler de şişelerini çöpe atıyormuş. Öğretmen bu duruma üzülmüş ve bir okul gezisi düzenlemeye karar vermiş. Öğrencilerin velilerine de bu durumu anlatmış. Velilere bu gezinin çocukların geri dönüşümün önemini anlamaları için gerekli olduğunu ve bu gezi için ücret gerekmediğini de bildirmiş. Öğretmen ve çocuklar geziye çıkmış fakat çocuklar daha nereye gittiklerini bile bilmiyorlarmış. Uzun bir yolculuktan sonra büyük bir binanın önünde durmuşlar. Binanın tabelasında kocaman ‘’Geri Dönüşüm Tesisleri’’ yazdığını görmüşler ve çok şaşırmışlar. Bir yığın kağıdı çöpe atan çocuk öğretmenine, neden buraya geldiklerini sormuş. Öğretmen de onların geri dönüşümün öneminin farkında olmadıklarının, kağıtları ve plastik ürünleri geri dönüşüme atmak yerine çöpe attıklarını gördüğünü söylemiş. Sonunda tesisin içine girmişler ve öğretmen kağıt, plastik ve camdan yapılmış maddelerin neden ve nasıl geri dönüştürüldüklerini anlatmış. Burada gördüğünüz tonlarca kağıt , plastik ve cam hem ekonomimize yarar sağlıyor hem de doğaya kirletmemiş oluyoruz demiş. Çöpe attığınız her geri dönüşüm ürününün parasını sizler ödüyorsunuz. Yani paranızı çöpe atıyorsunuz demiş öğretmenleri. Çocuklar da öğretmenlerini dikkatlice dinlemişler. Çocuklar kendi gözleriyle geri dönüşümün nasıl yapıldığını gördüklerine çok sevinmiş. En sonunda öğretmen ve çocuklar tesisten çıkmış, servise binmişler. Yolda giderken hepsi öğretmenlerinden özür dilemiş, kendilerinin hata yaptıklarını söylemişler. Sonra da hepsi öğretmenlerine onları böyle güzel ve bilgilendirici bir gezi düzenlediği için teşekkür etmişler.


PİLLİ HAYAT

Eliz İda BAKIRLI İZMİR FEN BİLİMLERİ BORNOVA ORTAOKULU Pildir benim adım,

Çok yerde kullanılırım,

Biraz solucanlara zararlıyım,

Toprağa atılmayınca yoktur zararım,

Ama isteyerek yapmadım,

Eğer toprağa atılırsam solucanlara zararlıyım.

Biraz değerimi bilseniz

İçimde Kurşun var, Civa var. Nikel gibi ne ararsan var, Balıklarda olduğu gibi benim de çinkom var, Alüminyum folyoya sarılınca ısıtırım. Elektrikli aletleri ben çalıştırırım.

Olmayacak hiçbir kötü yanım, Eğer beni doğaya bırakırsan , Asırlar sürer verdiğim zararı temizlemen, Üzülürüm bunu yaptığımda, Sakın beni buna zorlama !


HAVA KİRLİLİĞİ ÖĞRENCİ ADI: Beren Merve EGİN

ÖZEL FATOŞ NURCAN ABLA İLKOKULU

Güzel havam benim neler oldu sana şu son yüzyılda? Eskiden mandalina bahçeleri vardı İzmir’de, Şimdi ise her yer beton yığını. Para, para mı istediğiniz? Çevreyi koruyarak da elde edebilirsiniz.

Gözünüz kör olmuş sizin, Bak elden gidiyor Dünya. Kutuplar eriyor, küresel ısınma almış başını gidiyor. Neden, neden yapıyorsun insanoğlu? Hayvanların nesli tükeniyor, Dert para olunca iş değişiyor.

Şimdi hala engel olabiliriz, Çevreyi düşünüp ağaç dikebiliriz. Filtre takmalı fabrikalara, Benzin tükense, yerine elektrikli araba gelse.

Hastalıklar geliyor,kanserden insanlar ölüyor. Dumandan geçilmiyor, fosil yakıt artıyor. Hangi insan kendini ölüme atar ki? Doğayla barışık yaşasan ne olur ki?


KİRLETMEYELİM HAVAYI ÖĞRENCİ ADI

BEREN SARI

Kapadım gözlerimi, Kurdum hayalimi. Masmavi bir gökyüzü Tertemiz bir hava… Çektim ciğerlerime, Değmeyin keyfime. Yemyeşil ormanlar, Şırıl şırıl akan sular… Balıklar neşe içinde, Birbirini kovalar. Cıvıl cıvıl kuşlar, Uyandım birden bire, Ah o da ne! Nefes alamıyorum, Kirli bir hava soluyorum. Neden? diye soruyorum, Hemen bilinçlenelim diyorum.

Havayı kirletmeyelim, Bacalara filtre takalım. Arabaları elektrikli yapıp Rahatça yaşayalım. Dünyamızı yaşatalım.

ÖZEL FATOŞ NURCAN ABLA İLKOKULU


FUNDA VE ARKADAŞLARI ÖĞRENCİ ADI :Berre ÖMERBEYOĞLU ÖZEL FATOŞ NURCAN ABLA İLKOKULU

Funda Bornova’da yaşıyordu. Dördüncü sınıfa gidiyordu. Oraya yeni taşınmışlardı fakat birçok arkadaşı olmuştu. Birlikte oyunlar oynarlardı. Öğretmenleri Sarp Bey onlara çevreyi korumayla ilgili fazla bilgiler veriyordu. Öğrenciler de Sarp Bey’i dikkatle dinliyorlardı. Yakınlarındaki fabrika son günlerde daha fazla duman çıkarıyordu. Bu nedenle Funda ve arkadaşlarının anneleri, onlar hasta olacaklarından korkup dışarıda oynamalarına izin vermiyordu. Funda öğretmenine bu durumdan bahsetti. Sarp Bey:“ Funda bu konuyu fabrikanın sahibiyle konuşmalıyız. “ dedi. Ertesi gün Sarp Bey iki dersliğine yoktu. Bir yere gitmişti. Funda olanları anladı. Arkadaşlarına:“Arkadaşlar, biz artık bildiğiniz gibi oyun oynayamıyoruz. Öğretmenimiz fabrika sahibiyle konuşmaya gitti. “ dedi. Öğretmenleri gelince çocuklar hep birlikte ne olduğunu sordular. Öğretmen “Fabrikanın normalden daha çok duman çıkmasının nedeni filtrelerin çıkarılmasıymış. “ diyince arka sıralardan,Funda‘nın arkadaşı Fatma hemen atılıp: “ Neden çıkartmışlar filtreyi öğretmenim?”diye sordu. Öğretmen “Bunun nedeni fabrika sahibinin filtreye çok para ödemesiymiş. Filtreye sürekli bakımı zor ve pahalı oluyormuş.” diye cevap verdi. O akşam hep beraber Fundalarda toplanmışlardı. Plan yaptılar. Öğretmenlerine birlikte fabrikaya gitme önerisinde bulunacaklardı. Öğretmenlerinin öneriyi kabul etmesini çok istiyorlardı. Yarını iple çekiyorlardı. Sabah, Sarp Bey’e bu teklifi söylediler. Öğretmenleri seve seve kabul etti. Fabrikada Caner: “Sizin, bizim rahat oksijen almamamızı engellemeye,bizi hasta etmeye hakkınız yok! “diye söze girdi. Funda: “Filtre takmıyorum diyemezsiniz beyefendi. “diye devam etti. Pelin: “Beyefendi burası bizim de mahallemiz “dedi. Çetin Bey: “Ben bu fabrikanın sahibiyim. Nasıl yönetileceğine ben karar veririm. Öğretmenim size saygım sonsuz fakat öğrencileriniz biraz ileri gidiyor.Ben zarara girmek istemiyorum.”dedi. Öğretmen Sarp Bey: “Ama çocuklar haklı.Beyefendi böyle giderse bütün mahalle kanser olacak.”dedi. Fabrika sahibi bunları dinlemiyordu.Funda O sadece kârı düşünüyor. O insanları düşünmüyor ki..diye içinden geçirdi.Ziyaret sonuç vermemişti. Bunun üstüne Funda,Elif,Alp,Caner ve Fatma başladılar imza toplamaya. İlk önce on adet imzayı zor topladılar. Ama devam edince bine yakın imza toplamışlardı. Tam dokuz yüz


yetmiş üç tane imza toplayınca Sarp Bey’e söylediler. Sarp Bey öğrencileriyle gurur duyuyordu. Çocuklar imza toplarken mahalleli bazı zehirli gazları solumaya devam ediyordu. Mahalle sakinlerinin beş altı kişisi akciğer hastalıklarına yakalanmıştı. Sarp Bey ve çocuklar dokuz yüz yetmiş üç imzayı İl Çevre Müdürlüğüne ulaştırmıştı. Fabrikaya tekrar filtre takılmasına karar alındı. Böyle büyük bir iş başardıkları için İl Çevre Müdürlüğü okula plaket gönderdi. Hastalığa yakalananların tedavi masraflarını ise okulda kermes açarak karşıladılar. Çocukların da anneleri artık çocuklarının akciğer hastalıklarına yakalanacağından korkmayıp çocuklarını dışarıda ve parkta oyun oynamalarına izin veriyorlardı. Mahallenin ve okullarının gurur kaynağı oldular. Şimdi nerede bir çevre sorunu olsa oraya koşuyorlar. Kendi çevre sitelerini kurdular. Yardıma ihtiyacı olan herkese yardım etmeye çalışıyorlar.



AHMET’İN HİSSETTİKLERİ ÖĞRENCİ ADI:Çağan Aras ÇAĞLAR ÖZEL FATOŞ NURCAN ABLA İLKOKULU

Ahmet ile annesi Bornova içerisinde geziniyorlardı.Birden Ahmet’in gözüne bir şey çarptı.Bir fabrika dumanı.” Bu Bornova eskiden çok güzeldi ama artık öyle değil.” diyor annem.Hakikatten de öyle.Neredeyse şehri fabrikalar kuşatmıştı.Ahmet bu düşüncesini annesine bildirdi. ‐Anne bu fabrikalar burayı neden bu kadar kirletiyor. Annesi : ‐Oğlum bak,hayatımızdaki bilinçsiz insanlar yapıyor bunların çoğunu.Mesela normalde bütün fabrikaların bacalarına filtre takmaları gerekir. Aslında devlet bunları yapmayan kişilere ceza vermeli. Çünkü bu kişiler sayesinde bir çok insan kanserden ölüyor,hatta gelecekte dünyamız bile yok olabilir. ‐Ooo! Yani biz de ölebiliriz öyle mi? ‐Evet, Ahmet. ‐Peki bunun için ne yapabiliriz? ‐Devlete mektup gönderebiliriz. ‐Peki anne . Hemen eve gidip mektubu yazmaya başlayalım. Eve dönerler ve başlarlar yazmaya. Gürsoy Ailesi’nden,Bornova Belediyesi’ne, Sayın Olgun Atilla, Sizden bir isteğimiz var.Bütün Bornova’daki fabrikalara lütfen filtre takılsın.Takılmasını istemeyenlere ise ceza verirseniz seviniriz.Çünkü böyle bir şey olmazsa belki bizler, belki de bütün dünya yok olabilir.Çünkü bunların sonucunda küresel ısınma bizim neslin en temel sorunu olacak. Bu isteğimize inşallah olumlu bir yanıt verirsiniz. Sevgilerimizle. Gürsoy Ailesi Tam bir hafta sonra Olgun Atilla ‘dan mesaj gelir. Sayın Gürsoy Ailesi


Bana gönderdiğiniz mektupta çok önemli bilgiler ele almışsınız.Bu yüzden mektubu çok beğendim.Sizin bu isteğiniz karşısında tabi ki de olumlu bir cevap vermeliyim.Bu nedenle bütün isteklerinize katılıyor ve kabul ediyorum. Sevgilerimle Olgun Atilla ‐Anne artık bütün fabrikalara filtre takılacak öyle mi? ‐Evet, Ahmet. ‐Yaşasın!Artık güzel bir Bornova’da oksijen dolu bir havayla yaşayacağız.Hastalıklarımız azalacak.En önemlisi ise rahat bir hayat süreceğiz. Bir gün sonra ise bütün fabrikalara denetim gelmiş ve filtre takılmıştı.


Su ve Ben

KARAN ÇALIŞ

İTÜ Geliştirme Vakfı Özel İzmir İlkokulu SU Dünya için önemlidir su, İnsan için, bitki için, herkes için! Kaynağıdır yaşamın. Boşa harcamayalım hiçbir damlayı.

Anlatalım herkese, Yaşam için geleceğimiz için. Bilinçlenelim hep beraber, Unutmayalım su yaşam için.


Yaşasın Vak Vak

DALYA ORHAN

İTÜ Geliştirme Vakfı Özel İzmir İlkokulu


Roket Susamış

ERGUN ÖZGÜN

İTÜ Geliştirme Vakfı Özel İzmir İlkokulu


BUCA GÖLET

DURU TAKURÇAL

İTÜ Geliştirme Vakfı Özel İzmir İlkokulu


LİMON

ECE SEMERCİ

Özel İzmir SEV İlkokulu

LİMON Güzel kokar, Bana bakar. Minik yüzü, Bir içim suyu. O kadar organik ki, Salyangoz bile ona tapar.



AVUKAT İLHAN EGE ANAOKULU Duru Ünlü

İpek DURMAZ

Ahmet Emirhan DİLEK

Enes Ali GÜRSOY


BİLİM KOLEJİ


ÇAĞDAŞ YAŞAM ÖĞRETMEN NURİYE AKMAN ANAOKULU Defne ÇEVİK

Duru GÜN

Derin HÜR

Nisa HADIMLI

Rüzgar AKMARAL


ÇAMLARALTI KOLEJİ

Duru EVŞEN

Gioia LISSAMORO

Ada ZABCI

Günsu Doğa AKKİRAZ

Sarp Ada SOLMAZLAR


EKİN KOLEJİ

Çağla DOĞAN

Ege SARAÇOĞLU

Çağla DOĞAN

Ege SARAÇOĞLU

Eren ÇALIŞKAN


İTÜ GELİŞTİRME VAKFI İZMİR OKULLARI Dalya ORHAN

Ergun ÖZGUN

Duru TAKURÇAL

Karan ÇALIŞ


İZMİR FEN BİLİMLERİ BORNOVA KOLEJİ Eliz Eda BAKIRLI

Deniz KANDEMİR

Ahmet Ege BÖCEK

İrfan KIRCAN

Nehir UÇAR


İZMİR İSTEK OKULLARI Tardu YUĞURANLAR

Ege KARAÖZ

Demir TOPÇUOĞLU

Ela ANDAÇ

Elif KÖSE


NARLIDERE TAKEV OKULLARI

Ayşenur RUA

Defne DENİZ

Bade GÖK

Nehir SAYINSOY

Nil YILMAZ


ÖZEL BORNOVA BİRİKİM ORTAOKULU Galip Mert SİNE

Meral Zeynep ERTEKİN

Meral Zeynep ERTEKİN

Meral Zeynep ERTEKİN

Taha Erdem karabacak


ÖZEL BORNOVA ZÜBEYDE HANIM İLKÖĞRETİM OKULU Devin İNAN

Duru KAYA

Doğa KAYA

Esra YALÇIN

Göksu ATALAY


ÖZEL FATOŞ NURCAN ABLA İLKOKULU Barlas UYAR

Çağan Aras AĞLAR

Beren Merve EGİN

Duru ERAKIN

Naz GÖÇÜM


ÖZEL İZMİR SEV İLKOKULU Almila VAROL

Batuhan AKTAŞ

Ayşe YÜCESOY

Çağla KORÇAK

Nikol MINASYAN


ŞEHİT ASTSUBAY ÜMİT BAŞARAN İLKOKULU Ahmet BAĞ

Ege ÖZDEMİR

Almira ÖZKAN

Elanur GENÇ

Zümra AVŞAR


ŞEHİT CESUR İLKOKULU Pekcan KARABEY

Fatoş ERDOĞAN

Alanur ÇİÇEK

Fazlican ALTUNDAŞ

Oğuzhan KARA


ZÜBEYDE HANIM ANAOKULU Eminenur SALMAN

Zeynep Duru OKTAÇ

Zeynep ÇAY

Zeynep ERENSOY


ZÜBEYDE HANIM ORTAOKULU


ŞEHİT CESUR İLKOKULU Pekcan KARABEY

Fatoş ERDOĞAN

Alanur ÇİÇEK

Fazlican ALTUNDAŞ

Oğuzhan KARA



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.